2005 yılının sonlarında fıtık ameliyatı olmak için giden bir vatandaş, ameliyat olduktan sonra taburcu edilmişse de ağrılarının devam etmesi, kusma ve bulantı şikayetleriyle başka bir hastaneye giden vatandaşın batın bölgesinde ameliyat bezinin unutulduğu ortaya çıkmış ve buna bağlı olarak iç organlarının çürümesi sonucu rahim ve yumurtalıkları alınmış, kalın ve ince bağırsaklarının da bir kısmı alınmıştır.
Cumhuriyet BaşSavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda ceza davası açılmış ve kusurlu görülenlerin cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Vatandaş tüm hayatını etkileyecek bir sürü ameliyat geçirmiş, uzuv kaybına uğramış ve ciddi manada ruhi ve manevi sıkntılara giriftar olmuştur.
Açılan tazminat davasında ilk derece mahkemesi 297.312,45 TL. maddi ve 20.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir. Verilen hükmün temyiz edilmesi sonucunda yargıtay, zararın miktarı, davacının maruz kaldığı haksız durum ve sıkıntı gözetildiğinde davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığına karar vermiştir.
İşte kararın ilgili kısmı;
Öyle ki, Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayla ilgili dosyada bulunan tüm bilgi ve belgelere göre, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, zararın miktarı, davacının maruz kaldığı haksız durum ve sıkıntı gözetildiğinde davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece somut olayın özelliklerine uygun, hak ve nesafet kuralları gözetilerek manevi tazminat takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bilgi Güçtür !
Av. Mustafa GÜNDOĞDU